4 Aralık 2012 Salı

Spor Dünyasından Çok Güzel Bir Haber

Bugünlerde spora dair duyduğumuz en güzel haber Nesine.com'dan geldi. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmişler ve artık İddaa maçları canlı olarak Nesine.com'dan izlenebilecekmiş.


Bunun için biz sporseverlerin tek yapması gereken, Nesine.com'a üye olduktan sonra, bültende takım isimlerinin yanında yer alan kırmızı TV logolu maçlardan izlemek istediklerini seçmek ve kuponlarına eklemek.

Özellikle internet üstünde link arayan, canlı skor sitelerini takip eden, forum forum dolaşıp maç skorunu öğrenmek isteyen onbinlerce sporsever için bu haber bizce devrim niteliğinde. Düşünsenize çok izlemek istediğiniz bir maç var, TV'de yayını yok. Link falan arayacağınıza küçük bir kupon yapıyor ve keyifle maç saatini bekliyorsunuz.

Üstelik oldukça iddialı ligleri yayınlıyorlar. İspanya La Liga, Almanya Bundesliga, İtalya Serie A, Fransa Ligue 1, Hollanda Ligi gibi çok izlenen ligler, Copa Libertadores, Copa Sudamericana gibi Güney Amerika'nın en önemli organizasyonları, Dünya Kupası Elemeleri, Fransa ve İspanya Kupa maçlarının yanı sıra basketbolda Euroleague’in de yer aldığı 50’nin üzerinde futbol ve basketbol ligini canlı canlı izleyebileceğiz.

Artık kimse de beyler link var mı diye sormaz herhalde:)

Daha detaylı bilgi için sizi tv.nesine.com adresine alalım.







Bir bumads advertorial içeriğidir.

29 Eylül 2012 Cumartesi

Garip Mağlubiyet

Orduspor karşısında alınan 2-0'lık mağlubiyet bizlere unuttuğumuz duyguları geri getirdi diyebilirim.16 maç sonra bir karşılaşmayı gol atamadan kapadık,mağlubiyetin nasıl bir şey olduğunu tekrar hatırladık.

Aslına bakılırsa bu mağlubiyet beni üzdü diyemem.Hatta tam yerinde gelmiş ve ihtiyacımız olan bir mağlubiyet demek istiyorum.Çünkü takım üst üste iyi sonuçlar aldı ve almaya devam edecektir.Ancak Braga ile oynayacağımız Şampiyonlar Ligi maçı öncesi böyle bir tokat takıma iyi gelebilir.Takım rehavete kapılmayacaktır.(Gerçi İmparator başımızdayken rehavet kelimesi Florya'dan içeriye giremez ya neyse.)

Maçı neden kaybettik sorusuna gelirsek,gözüme en çok takılan isim Amrabat oldu.5 metre önündeki topa baskı yapmayan,hızlı hücumlarla takımı ileri taşımayan,savunmaya yardımcı olmayan bir amrabat izledik.Haliyle mağlubiyette kaçınılmaz oldu.Sadece Amrabat'a bağlamıyorum olayı.Takımda bir çok aksaklık vardı.Klasik tabir ile oyuncuların kafası Braga maçında idi.

Ben şahsen son söylediğime pek katılmak istemiyorum.Öyle bir olay olmuşsa da bu son olacaktır.İmparator'un olduğu yerde sonraki maç düşünülemez.

Aksayanlardan devam etmek gerekirse diğer isim Melo.Takıma geç katılmasının eksikliğini fazlasıyla hissettiriyor.Scot Piri'nin o antreman programından tam anlamıyla geçmediği için tekliyor diyebilirim.Diğer bir yandan uzun pas atmayı seven bir oyuncu olması onu zor durumda bırakabiliyor.Melo bu uzun pasları yapmalı ancak oyunun akışını değiştirirken yapmalı.Normal zamanlarda ayağa pas ile oynamalı.

Aksayan bir kaç isim daha vardı maçta ancak mağlubiyet tabiki de takımın hatası.Ancak dediğim gibi bu mağlubiyet bence tam yerinde atılan bir tokat gibi olacak ve sonraki başarıların işaretçisi,başlangıcı olacaktır.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Hazırlık Maçı | Olimpija Ljubljana-GALATASARAY


Uzun zaman sonra takımımızı parçalı içinde gördük.Bu karşılaşma için ciddi anlamdaki ilk hazırlık maçımız diyebiliriz.Bu yüzden üzerinde durmamız,dikkat etmemiz gereken konular var.

Rakip Slovenyalı.Liginde 3.haftasını geride bırakmış ve 4 avrupa maçı oynamış bir ekip.Yani bizden çok daha hazır haldeler.Takımımız ise yoğun bir antreman temposundan geçiyor şu son 20 günde.3 kulvarda yarışacağımız için haliyle takımın bomba gibi olması lazım.Bu nedenle yüksek tempoda geçiyor antremanlar.

Maça gelecek olursak açıkçası takımı pek beğenmedim.Hazırlık maçı olduğu için resmi maçlarla kıyaslayamayız tabiki de.Ancak takımda sanki bir kopukluk mevcut.Özellikle Melo'nun yokluğu bence fazlasıyla etikili bunda.Elmander'i de buna katarsak bu kopukluk bu yüzden yaşandı diyebiliriz.

Maçta bir çok pozisyon bulduk.Özellikle Hamit ile bir çok pozisyona girdik.Ancak Hamit'in son vuruşlarda yaşadığı şanssızlıklar skoru değiştirmemizi engelledi.

Defansta Ujfa,Semih ikilisi yine güven verdi.İkinci yarıda oyuna giren Dany'i açıkçası pek beğenmedim.İleri çıkmayı çok seven bir oyuncu olduğu için defansta bir çok açık verdik.Hatta yediğimiz golde defansın göbeğine atılan bir ara pastan geldi.Bu boşluğa sadece Dany'i sorumlu tutamam.Hakan'ın yerine oynayan Riera'da bu boşluğun nedenlerinden birisiydi bence.Çünkü kanat oyuncusu olduğu için ters kademeye girme konusunda hatta bek konusunda bile yetersiz.Ancak Fatih Hoca'da alternatif deniyordu haliyle.

İkinci yarıda oyuna giren Emre'yi çok beğendim.Genç yaşına rağmen bu sene de formayı kapacak gibi gözüküyor.Özellikle attığı gol ustalara ders çıkaracak cinsten.Sol ayağının füze gibi olduğunu biliyorduk,bir kez daha hatırlattı genç oyuncu.

Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki;çok alternatifli bir kadromuz var.3 kulvarda yarışacağız ama neredeyse 3 farklı 11 sahaya sürebiliriz.Bu bizim için pozitif bir etken.Ancak ideal 11 dediğimiz kavramın oturması gerekir.Geçen seneden birbirini tanıyan şampiyon oyuncular olduğu için bu konuda sıkıntı çekeceğimizi düşünmüyorum.Yapılan takviyeler ile daha iyi bir kadro olacağımızı düşünüyorum.

Ancak bu kadar alternatifin içinde en az alternatifimiz malesef göbekte.Yani demek istiyorum ki " Felipe Melo takımda kalmalı"

Basketbolda Genç Yetenekler Keşfediliyor!



Basketbol benim için bir tutku ve bu tutkumu herkes görmeli diyorsan; Nike senin için burada...

Basketbolda sıkı bir rakip olduğunu ve kazanmayı herkesten çok istediğini biliyoruz. İyi oynuyorsun, kendine güveniyorsun ve hayallerindeki basketbolcular gibi büyük oynamak istiyorsun...

Basketbol tutkun için yapman gerekenler 3 ayrı şehirde yapılacak seçmelere katılarak, kendini basketbol dünyasına kanıtlamak. Sinan Güler gibi tutkunu içinde hisset, mücadele et ve oyununu herkese göster,  sadece profesyonel basketbolcuların tecrübe ettiği Amerika hayaline bir adım daha yaklaş.


Yeteneklerini herkesle paylaşıp beğeni toplamak istemez misin? Şut at, turnikeye çık ve top hakimiyetini video ve fotoğrafla kanıtlayıp kendi sesinle profilinde yayınla, arkadaşlarınla anında paylaş.

Hayal ettiklerin için seni burada bekliyoruz: http://www.facebook.com/nikebasketballturkiye/app_328774483875994

Bir bumads advertorial içeriğidir.

24 Temmuz 2012 Salı

Melo Konusunda Söz Yönetimin Olmalı


Melo konusu günlerdir hatta haftalardır gündemin zirvesinde ve artık bu olay çok uzadı.Yönetim indirim istiyor,Melo bazı konularda indirim yaptı ancak taviz vermek istemiyor.İki tarafı da haklı buluyorum.Ancak yönetimin şu anki tavrı bence tam yerinde.Peki niye?

Melo geçtiğimiz sezon çok başarılı bir sezon geçirdi.Hatta şampiyonluğun baş mimarıydı desem yanlış olmaz sanırım.Takımı bir çok yerde sırtladı,attığı goller ile çok katkı yaptı.Kısa sürede o tribünleri,tribünler onu sevdi.Yaptığı özel hareketlerle "pitbull" lakabını da almayı başardı taraftarlarımızdan.


Ancak olayın maddi anlamda perde arkası da var.Sonuçta kulübümüz bir şirket ve harcadığı paralardan sorumlu.Peki nedir bu maddi olay?

Melo geçen sezon ekstralar,şampiyonluk primi derken 4,5 milyon € gibi bir para almış kulübümüzden.1 yıllık bu para sadece.Çok yüksek bir rakam ancak sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum.Gelmek istediğim konu ise,Melo ile yönetim 3+2 yıllık bir sözleşme yapmak istiyor.Yani 3 yıl boyunca Galatasaray'ın oyuncusu olacak ve parasını tıkır tıkır alacak.Yıllık yaklaşık 2,5-3 milyon € alır bence.

Şimdi gelelim asıl konuya.Peki Melo bu 3 sezonda başarılı olabilecek mi ? Oyuncu 29 yaşında.Yani diyelim ki önümüzdeki sezon da çok iyi oynadı.Ancak bir sonraki sezon isteneni veremedi,yetersiz kaldı.O zaman biz bu oyuncuyu başka bir kulübe satabilecek miyiz ? Yoksa oyuncuya "haliyle" düşük teklifler gelecek ve o da "Ben Galatasaray'da paramı alıyorum,sözleşmem de var" diyip paşalar gibi parasını alacak mı ? Tıpkı Riera,Baros olayında olduğu gibi.Baros başarılı sezonlar geçirdi.Ancak şuan parasını alıyor ve kendisine gelen teklifler de düşük.Ee o da haliyle Galatasaray'da kalmayı tercih ediyor.Zaten bahsettiğimiz oyuncular belli bir yaşa gelmiş oyuncular.Kariyer artık onlar için 2.planda bence.

Bu konu ile ilgili yönetim açısından detaylı düşüncem bunlar.Ancak ben de Melo'nun gelmesi taraftarıyım.Çünkü bu sezon bize çok şey kattı ve ayrılık için erken olacak diye düşünüyorum.Ancak yine de yönetimin attığı adımlar oturdukları yerden olmuyor.Kaç tane uzman mali anlamda inceliyor transferleri.Yani Melo gelmezse üzülürüm ancak yönetime de saygı duyarım.

1 Temmuz 2012 Pazar

Evdeki kupalarınıza sahip çıkın


Evinizde sevdiğiniz,onsuz çay içmediğiniz kupanız falan varsa aman saklayın.Malum son 3 şampiyonanın kupasını alan İspanya doymayıp elinizdeki kupayı da alabilir.

Evet yanlış duymadınız son 3 şampiyona.Lafta basit geliyor aslında 3 tanecik gibi.Ama yıl olarak,son 4 senede 3 kupa demek bu.Bir yerden sonra insan bıkar artık.Hatta merak ediyorum futbolcular soyunma odasında,arkadaşlarının yanında falan "yine kupayı biz aldık yeaaa" diye yayılıp sıkılıyorlar mıdır ?Ha birde İspanya diyoruz bak.Yani Real Madrid,Barcelona diyoruz.Yani orada oynayan oyuncular var diyoruz.İnsan düşünür "la oğlum yeter artık bu kadar kupa" diye ama nerdeee ?Adamlar her ay kupa düzenlense onu da alacaklar.

Hatta düşünüyorum böyle Çin'de falan bu İspanyollara haber vermeden bir organizasyon düzenlesek de kupayı başka ellerde görsek mi diye.Hani sorarsalar da "yardım kampanyasındayız canıms" yazarız.Bak iyi fikir düşünmeliyiz bunu.

İşin geyiği buraya kadardı.Bundan sonra resmi konuşacağım.Ona göre uyarayım sizleri.

Gerçekten şaka bir yana İspanya aldı başını gidiyor.Nereye mi gidiyor ?Valla bizden uzaklara gitsinler aman bir kaç kupa da biz alalım.Oynadıkları futbol zaten futbol değil.Eğer futbolsa biz bugüne kadar ne izliyorduk diye sormaz mı insan kendine.Yaptıkları paslar rakip futbolcuyu çileden çıkarır.Bir ara İtalyanların "ben oynamıyorum yea" diye sahadan çıkacaklarını da düşündüm.Nasıl bir pas trafiğidir o abicim?Hadi yaptın bari 2-3 kere kaptır topu da adamlar oyunda olduklarını anlasınlar.

Bir söz vardı "Futbol 90 dakika süren ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur" diye.Öyle değil işte o yazar abicim.İspanyol olacaktı orası.Adamlar o kadar basit oynuyor ki direk biz final için geldik diyorlar.

Bu hakimiyetin uzun yıllar süreceğini düşünüyorum.En azından Xavi,İniesta efsanesi geçene kadar.Onların zamanı geçince onların yerine birileri bulunmazsa yavaş yavaş popülerlikleri kaybolacaktır.Ama adamlar da genç yahu ümitlenmeye de gelinmiyor ki.

Sonuç olarak biz bu futbolu,bu oyunu izlediğimiz için şanslıyız bence.Böyle bir oyun,böyle bir takım anlayışı 100 yılda bir gelir.Torunlarımıza anlatacak güzel anılarımız var en azından.İspanyayı tebrik ediyor ve kupaları bizlere de bırakmalarını temenni ediyorum.

20 Haziran 2012 Çarşamba

Amrabat Krizi



















    Uzun zamandır gündemi meşgul eden Amrabat krizi daha da büyümeye devam ediyor.En son kulübümüz borsaya görüşmelerin başladığını bildirdi.Ancak Süleyman Hurma'nın yaptığı açıklamada Galatasaray'ın 7 milyon € teklifini az gördüğünü açıkladı ve işler yine karmaşık bir yola girdi.


İşin diğer tarafına gelirsek ben Amrabat'ın alınmasından yanayım.Çünkü oyuncu sizi istediğini açık açık söylüyor.Bu nedenle onu transfer ettiğinizde forma mücadelesi vereceği aşikar.Çoğu zaman bir oyuncuya siz talip olursunuz ve sonra oyuncunun performans göstermesini beklersiniz.Ancak bu sefer işler farklı.Amrabat kendisi gelmek istiyor ve geldiği zaman da bu kadar olay yaşandığı için diğer yabancılar gibi yatamayacak.Eğer oyuncu transfer edilirse bu büyük bir avantaj çünkü forma mücadelesi daima takımdaki rekabeti arttırır.


Oyuncunun kalitesine gelirsek,Amrabat ŞL için tam da isabet bir oyuncu olmayabilir ancak genç ve dinamik olması onun için büyük bir avantaj olacaktır.Aynı zamanda bir çok kulvarda boy gösterecek takımımız için böyle oyuncular daima bir kâr olacaktır.Transfer olduğunu düşünürsek,takımdaki büyüklerin tecrübelerinden yararlanır ve düzgün bir şekilde futbolunu oynarsa çok daha iyi yerlere gelebilir.Sonuçta oynadığı takım Galatasaray olacak ve devler liginde boy gösterme şansı bulacak.


Oyuncu transfer edilirse mutlu olurum.Bu kadar isteyen bir oyuncuyu takımda görmek bana mutluluk verir.Ha diyelim ki transfer olmadı o zaman da aman aman üzülmem.Çünkü alternatif olarak Assaidi ismi dolaşıyor kulislerde.Oyuncuyu tanımıyordum ancak videolarından yetenekli olduğunu anladım.İnşallah kulübümüz için en doğru sonuçlara ulaşırız.

3 Mayıs 2012 Perşembe

Bir ihtimal daha var..


Bir ihtimal daha var....Aslında tek ihtimal var şuandan sonra "SEN ŞAMPİYON O-LA-CAK-SIN"

Dün Trabzonspor karşısında puan kaybettikten sonra içimizde biraz da olsa burukluk olmuştu.Ancak bugün Beşiktaşın İnönü'de Fenerbahçe'yi mağlup etmesi ile yine bir çok senaryo ortaya çıktı.Ancak avantajlı konumda olan biziz.

Nitekim hafta sonu Arena'da Beşiktaş ile karşılaşacağız ve aynı saatte Avni Aker'de Trabzonun konuğu Fenerbahçe olacak.Maçların aynı saatte olması heyecanı arttıracak tabikide.Ancak Galatasaray Arena'da şampiyonluğu ilan etme gibi bir şansa sahip.

Şöyle ki hafta sonu Beşiktaştan 3 puan alır ve Fenerbahçe'de Trabzonda puan kaybederse,aradaki puan farkı 5 yada 6 olacak.Bu durumda son hafta oynanacak maç prestij maçından öteye gitmeyecek.Aslında bütün ihtimaller bizden yana.Oldu ki 3 puan kaybettik ve Fenerbahçe galip geldi.Puanlar eşit olacak ve Fenerbahçe sıralamada üst sıraya çıkacak.Yani her şey son haftaya kalıcak.

Temennimiz Arena'da şampiyonluğumuzu 55 bin taraftarımız önünde haykırarak kutlamak.Belki de sezonun ikinci yarısında Beşiktaşı son dakikada 3-2 yendiğimiz maç bu maça işarettir.Belkide hafta sonu belki de.....

20 Nisan 2012 Cuma

El "Clasic O"

El Clasico.Dünyanın en iyi derbisi nitekim.Sahanın neresine baksanız yıldız görüyorsunuz, yedek kulübesinden forvet hattına kadar.Şüphesiz mükemmel bir maç izleyeceğiz.Ancak artık kafamızda "Barcelona yener" tabiri öyle bir oturmuş durumda ki sanki tüm maçlar Barcelonanın yenmesi için yaplımış gibi.



Ancak bu sene farklı olan bir şey var.Real Madrid bu sıralar en formda olduğu dönemini yaşıyor ve Barcelona'nın 4 puan önünde duruyor.Maçı kazanırsa Madrid sokaklarına karnaval erken gelir ancak bir de kaybedilirse...İşte o zaman puan farkı 1'e düşer ve Madrid her maçını tabiri caiz ise diken üstünde oynamak zorunda kalır.Ee bu da doğal olarak stres,gerilim demek.Yani işini çıkmaza sokabilir.

Madrid'de şüphesiz en büyük koz Ronaldo.Ancak bu sezon Higuain,Benzama,Mesut gibi oyuncuların çıkışı ve bunların yanına yenilerinin eklenmesi Madrid'i daha güçlü yapıyor.Ancak karşısındaki takım ise Barcelona.Takımda Messi en önemli futbolcu ama neredeyse 11 oyuncuda golleriyle,yaptıkları işleriyle yardımcı oluyor.Maçın Nou Camp'ta olması Barcelona için büyük bir avantaj ama Madrid bu Barcelona'yı yenecekse bence tam vakti bu sene.

Yine yüksek bir sesle "HALA MADRİD!" diyoruz tabikide.Madrid'in Barcelonayı yeneceğine inancım çok yüksek.Madrid'e başarılar diliyoruz ve artık klasikleşen derbilerin bozulmasını temenni ediyoruz.

Yayın:Ntvspor 
Saat: TSİ 21:00
Tarih: 21.04.2012

8 Nisan 2012 Pazar

Bu nasıl bir son hafta heyecanı ?

Ligin son haftasına geldik Nisan'ın 8'inde.Kapanış maçını Manisaspor-Galatasaray oynayacak ama sanki oynanacak maç son hafta maçı değil de sıradan bir maç gibi heyecean veriyor insanlara.Heyecan veriyor lafımı yanlış anlamayın,heyecan da vermiyor aslında.Bir yandan da eziyet gibi bir şey.Bir an önce bitsin de şu lig play-off'lar başlasın havasındayız.

Düşünsenize şimdi Mayısın sonları son hafta maçları oynanacak.Maçlar aydınlık havada oynanıyor,tribünlerde kısa kollu giymiş,şapkasını takmış taraftarlar.TV'de şampiyona hazırlanan klipler,videolar.Her merkezden canlı yayın.Bir nevi Brezilya Karnavalı.

Brezilya Karnavalı


"Yetim bir lig oldu bu sene"


Düşününce gerçekten bu başlık "cuk" diye oturdu.Ligin ne suçu var arkadaşım?Bu ligi bu hale getirenler bu ligi yetim bırakanlar utansın aman banane(!) demek vardı ama bu tutkuya öyle bir bağlanmışız ki düşündüğümüz şeyler neler olması gerekirken neleri düşünüyoruz.Alın yeni bir sistem de ben öneriyorum.34 hafta koşturma oyuncuları 4 büyükleri koy play-off'a diğerlerinide kendi arasında turnuva yap.2 ayda oynansın bitsin maçlar(!)

Zaten biz bu tutkuyu sadece kupa kaldırmak,ezeli rakiplerimizi yenmek için yaşıyoruz.Bize ne her hafta heyecandan.2 ayda olsun bitsin işte.

Yukarıda saçmaladığım gibi play-off'ta bunun gibi bir saçmalık.Biz sadece derbi izlemek için takım tutmuyoruz sonuçta.O bahsettiğim şampiyonluk havaları,deplasman maçları,oyun içi oyun dışı 1 sene boyunca takip etmek vs. bunlar bizi bu tutkuya çeken sebepler.

Öte yandan da öyle bir kin beslemiş ki insanlar ezeli rakiplerini yenmekten başka bir amaçları yok sanki.Bırak canım yenilebilirsin güzel bir heyecan yaşa yeter.Her şey yenmek değil ki bazen.Dostluk,maç öncesi heyecan,tatlı atışmalar bu işin güzelliği.

Seneye kalkmasını ümit ediyoruz tabiki de.Bu kadar yazıdan sonra seneye de oynansın demem saçma olurdu zaten.Bir an önce 1 yıl bile olmasına rağmen 1 asır gibi gelen ve nasıl başlayıp bittiğini anlamadığımız bu seneki lig bir an önce bitsin lütfen...


2 Nisan 2012 Pazartesi

25 Mart 2012 Pazar

Galatasaray 1-1 Trabzonspor


Maçın en kısa özeti "1-1" lerini yediler...

Hafta içi Sivasspor mağlubiyetinden sonra bu maçı kazanmak ligdeki puan farkını korumak için gerçekten önemliydi.Ancak maça iyi başlamadık.Elmanderin yokluğu çok büyük etki yaratmış takımda.Elmander basan,top alan,şut çeken bir oyuncu.Onun yerine Baros bunları tamamlayamadı ve yanında 2 haftadır kötü olan Necati...

Trabzonspor maça iyi başladı.Kendi evinde oynuyormuş gibi rahat oynadı ve hızlı kullanılan bir faulle golü de buldu.Daha sonra çok sayıda kontratak yakalasa da bunları değerlendiremedi.

Cüneyt Çakır Türkiye'de güvendiğim hakemler listesinde ilk sırada diyebilirdim.Ancak bu maçta gözümden birazcık ta olsa düştü.Olaylara taraftarlık dışında da bakınca gerçekten bu maçta hani o meşhur tabir ile sınıfta kaldı.Her 2 takım adına da verilmeyen kartlar,yanlış verilen karalar maça büyük derecede etki etti.


Bunların yanı sıra son haftalarda o bildiğimiz,beğendiğimiz futbolu da kaybediyoruz.Play-off'lara az bir zaman kala daha da iyi oynamamız gerekirken işleri zora sokuyoruz.Elmanderin yokluğu takımı etkiledi ancak takım bir an önce toparlanmalı ve önündeki 2 maçı da kazanmalı.Malum önümüzde TS-FB maçı varken 3 puan bizim için önemli olacaktır.

Ah şu son dakikalar...

Şu son dakikalar derbilerde insanı kalpten götürecek.Beşiktaş maçında son anda yırttık Elmander'in golüyle.Ancak Fenerbahçe maçında son dakikada direkten dönen topumuz,Trabzon maçında Mehmet Batdal'ın kaçırdığı mutlak gol.Hani oraya boş bir kutu koysanız.Belki çarpıp köşeye gider ve gol olur.(!)

İlk haftalar bizi uçuran takımda 32 maç sonra yorgunluk fazlasıyla göze batıyor.İlk başlarda 1-2 oyuncu ile paçayı yırtıyorduk ancak artık yedek kulubesinin sağlam olmamasını hissediyoruz.

Takımın bir an önce toparlanması lazım yoksa Fatih Hoca'dan daha çok azar işitirler.Bu onlar için daha hayırlı olur bence :)

17 Mart 2012 Cumartesi

Play-Off Fener Ohh!

Başlık bir çok şeyi anlatıyor aslında.Fenerbahçelilerin üzerimizde oyunlar dönüyor demesi bizim dememiz gerekirken gerçekten saçma.Play-off saçmalığı olmasaydı Kadıköyde 2-2 ile şampiyonluk kutluyor olucaktık.Sonra konuşsunlar 12-13 yıldan,yenememekten...

Her şeye rağmen yılmayacağız ! Bu yola çıktıysak,bu yolda and içtiysek şampiyonluğa bunu gerçekleştireceğiz.


Maça gelirsek..İlk 15 dakika Fenerbahçe taraftarına arkasına alarak kişisel becerilerle 2 gol bulmayı başardı.Tüm fenerlilerin ağzında 6'yı geçicez lafları dolaşırken Galatasaray'ın ne kadar büyük ve becerikli bir takım olduğunu bilmiyorlardı..

15. dakikadan sonra sahada bildiğimiz Galatasaray vardı.Topu rakibe göstermeyen,tek kale oynayan,baskı yapan bir Galatasaray.Golü de çok iyi zamanda bulduk.Necatinin ilk yarının sonlarındaki kafa vuruşu daha etkili olsa devreyi 2-2 kapatabilirdik.Ancak olmadı,futbolda bazen her şeyi yapsanız dahi şans denilen o ibare olmazsa yaptıklarınız boşadır.

Oyunun geri kalan bölümünde sanki kendi evimizde oynuyormuş gibi oynadık.55 bin kişi önünde rakibinize top göstermemek yabana atılacak iş değildir.

2. golü çok aradık,çok fırsat bulduk ama gerek şans,gerek beceriksizlikler gole engel oldu.Ta ki Hakan Balta sahneye çıkana kadar.Elmander kafa ile Baltanın önüne topu çok iyi indirdi ve Hakan Balta demarke durumda golü yapmayı başardı.



O dakikadan sonra fenerbahçelileri acaba 3. golü yermiyiz şüphesi vardı ve maçın öyle bitmesi onlar için en iyi ihtimallerden biriydi.Bunca stres ortamında Aykut Kocamanın yanlış hamleleri oyunu lehimize daha çok çevirdi.2. golden sonra Fenerbahçede üstünlüğü sağlayacak bir oyuncu bulunmaması bizim için bir avantajdı.

Ah o direkten dönmese o top...

Son saniyede herkesin "maç bitti" dediği yerde Baros'un Selçuğun ortasına vuruşunda top direkten döndü.Eğer o top ordan dönmese....

Her şeye rağmen bu skor ile ligi 1.sırada bitirmeyi 3 hafta kala garantilemiş olmak bunca insanın büyük emeğidir.Bu yolda emeği geçen herkesin akıttığı tere helal olsun...




16 Mart 2012 Cuma

İbret-i Alem olsun Apoel !

Yarısı bizim olan adanın güneye bakan tarafının takımı Apoel.Yani Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin nacizhane ve ayakta alkışlanacak takımı.

Bütçeleri yıllardır Avrupa'da başarı yakalayamadığımız ve '3 büyükler' dediğimiz takımlarımızın,sırf tribünleri ateşlemek için bir oyuncuya verdikleri para kadar..Rakamlarla konuşmak gerekirse 14 Milyon euro...

Hangi gruptan çıktılar ?

Apoel Şampiyonlar Ligi'nde G grubunu lider olarak tamamladı.Hemde kimlere karşı biliyor musunuz ? Şükrü Saraçoğlunda Uefa Avrupa Kupasını alan Shaktar,geçtiğimiz senenin Uefa Kupasını alan Porto ve Rusya'nın istikrarlı takımı Zenit'in bulunduğu gruptan lider olarak çıkmayı başardı.Bir çok insan bunu mucize olarak tanımlarken ben ibret-i alem diyorum..

Bu da yetmedi.Herkesin peri masalı bitiyor diye başlık attığı konu Apoel'in Lyon ile eşleşmesiydi.Ancak peri masalı bu kez insanları uyutmayacak aksine bir çok insanı uyandıracak cinstendi.Sömürgelerle kadrosunu güçlendire,ayakta tutan ve adını avrupaya duyuran Lyon'u elediler.

Herkes masalın en güzel yerinde uyuması gerekirken uyanıyordu artık.APOEL bir çok zoru başarmış ve adını Devler Arenasında çeyrek finale yazdırmıştı.Biz hala bir çok iç sorunla kafamızı karıştırırken.

Apoel çeyrek finalde Real Madrid ile eşleşti.Peri masalı çoğuna göre burada bitior ve Madrid turun favorisi doğal olarak.Apoel'in sürpriz yapması konusunda yorum yapmak bile zor.Ancak onlar sonuç ne olursa olsun buralara kadar gelerek çok büyük işler yaptılar.


12 Mart 2012 Pazartesi

Branşın önemli değil o kutsal forma ile !


Dün bayan basketbol takımımız yüzümüzü bir kez daha güldürdü.Koç mevkiinde sıkıntılar çeksek,şikayetçi olsak ta bu zafer gerçekten güzel bir moral kaynağı oldu Euroleague öncesi.

Maça iyi başlamadık.Ancak daha sonra iyi geri dönüşler yapmayı başardık.Üstünlük sürekli el değiştirmesi rağmen oyunun son bölümlerinde  Fowles,Taurisi gibi tecrübeli oyuncularımız ile istediğimiz,beklediğimiz sonuca ulaşmayı başardık.

Şüphesiz bu sezon sadece futbol olarak değil tüm branşlarda iyi sonuçlar alıyoruz ve Spor Kulubü tanımını sonuna kadar hak ediyoruz.

Onlar bayanda olsa,erkekte olsa,engelsiz de olsa sırtlarında o kutsal emanet,o güzel renkler olduğu sürece,o helal terlerini o bağlandığımız renklere akıttıkları sürece biz sürekli başarı göreceğiz.Sürekli kupalar kaldıracağız.

Galatasaraylılık sadece futbol takımını desteklemek değil,en amatör branşına kadar takip etmektir.

Bunların yanı sıra,futbolda ülke olarak umduğumuz sonuçları alamadığımız şu yıllar içinde böyle branşlarda adımızı duyurmamız gerçekten heyecan verici.Türkiye Kupası finalinde karşılaştığımız ezeli rakibimiz Fenerbahçe ile Euroleague'de aynı grupta olacağız.Bu bizim için gerçekten büyük bir gurur kaynağı.İnşallah el ele TOP4'e adımızı yazdırıp,bu ülkenin aç olduğu başarıları bulacağız...

10 Mart 2012 Cumartesi

İnandık Biz Sizlere...


Souness...Çoğumuz Ulubatlı olarak biliriz.Bu efsane fotoğrafı bilmeyen yoktur.Tarih 1996 yer Şükrü Saraçoğlu Türkiye Kupası final maçı.Kupayı Galatasarayımız kazanıyor ve Souness o bayrağı Saraçoğlunun ortasına dikiyordu.Aslında o bayrak sadece Saraçoğlunun orta sahasına dikilmiş bir bayrak değil, o bayrak tarihe dikilmiş,efsane olmuş bir bayraktır.






Şimdi ise çok kritik bir dönemdeyiz.17 Mart'ta Saraçoğlunda taraftarımız olmadan oynayacağız.Bayrağı dikecek taraftarımızın bile olmaması ne kadar acı değil mi ? 

Ama bu sefer bir taraftar değil.Bir oyuncu değil,11 oyuncu ve teknik ekip sarı-kırmızyla kaplayacak Saraçoğlunu.Herkes inanmış,herkes hazır durumda.

Lakin play-off olmasa,haftaya alacağımız beraberlik veya galibiyette ligin bitimine 3 hafta kala şampiyonluğumuzu Kadıköy'de ilan edecektik.Aslında bu olay bile play-off'un ne amaçla yapıldığını ispatlar durumda.

Play-off'ta olsa bizler İNAN'dık şampiyonluğa..Gençlerbirliği maçında tribünlerden şampiyonluk kokusu buram buram geliyordu.Oyuncularımızı şampiyon gibi yolladık Kadıköye ve şampiyon gibi bir sonraki hafta karşılayacağız...

"Sen Şampiyon Olacaksın..."






5 Mart 2012 Pazartesi

Şampiyonluk Yakın Meşaleyi Yakın !



Başlık aslında çok şeyi ifade ediyor.Çekinerek beklediğimiz Sivas deplasmanından 4-0'lık bir galibiyet ve tam zamanında alınan 3 puan gerçekten çok önemli.Buz sahada oynanan ve sorunlarla gittiğimiz maçta gerçekten sakin ve güzel bir galibiyet büyük moral...
Necati atıyor Sivas -3'te yanıyor !

Maça gelirsek ilk belirtmemiz gereken kişi tabikide 'Necati Ateş'.Çok koştu,çok iyi kaçtı ve 2 gol 1 asist ile bence maçın adamı olmayı çoktan hak etti.Bu golle geldiği günden bu yana 5. golünü attı.Ayrıca hazır gollerden bahsetmişken belirtmek gerekir.Galatasaray bu sezon yaptığı transferlerden sadece Fernando Muslera gol atamadı.


Maçın 2. adamı Elmander'di.O kadar profesyonel,o kadar tecrübeli ki buram buram Premier Lig kokuyor her hareketi.Orta sahadan top alıyor,baskı yapıyor,özellikle de topu çok iyi yere indiriyor.Maçı farklı kazanmamızdaki en büyük etkenlerdendi.
Diğer yandan Aydın özellikle 2 hafta önce çıktığı maçta gözüme girmişti.Kızı da olduktan sonra ona büyük moral geldiği kesin.Bir de bugün gol attı,Aydın bunun devamını getirir.Çok iyi yedek olur,zorlarsa 11'i Fatih Hocadan rahatlıkla kapar.

Oyuncuların hepsini yazmaya çalışsak işimiz gerçekten zor.Sadece oyuncular olarak değil aşçısından hocasına,başkanına kadar takım olarak ilerliyoruz ! Her şey hazır tek beklediğimiz play-off.Taraftar,yönetim,oyuncular herkes şampiyonluğa kenetlenmiş durumda.

"Şampiyonluk yakın meşaleleri yakın ! "
"Yönetim,futbolcu,taraftaaar Şampiyonsun Galatasaray İNŞALLAH ! "




4 Mart 2012 Pazar

Tenis Maçı Görünümlü Derbi...


Basketbol'da "el yakan toplar" tabiri vardır.Son dakikalardaki atışların önemini belirtmek için.Lige bu haftalarda da bu tabiri kullanabiliriz.İlk 6 sıradaki takımlar birbirleri ile oynuyorlar ve play-off öncesi telafisi olmayan maçlar.

Bugün oynanan Beşiktaş-Trabzonspor maçı Beşiktaş'ın cezası nedeniyle sadece Kadın ve Çocuk taraftarlara açıktı.Maç öncesi doğal olarak hiç bir şey kestirilmiyordu ama böyle bir maçı beklemiyodum.

Maç çok hızlı başladı.İlk gelen Trabzonspor oldu ve dakika henüz 2 idi.Başlıktan da anlayabileceğiniz gibi maçın gerisini tahmin etmek çok da zor değil.Adeta bir tenis maçı gibiydi müsabaka.90 dakika boyunca top 2 kaleye de gidip geliyordu.Üstelik bunlar önemli pozisyonlardı.Ve iki tarafın futbolcularıda bu pozisyonları harcıyordu.Öyle ki son zamanlarda izlediğim ve oyuncuların en çok gol pozisyonuna girdiği maçtı galiba.



Tabi böyle olunca maçı izlemekte tadından yenilmez bir hal aldı.Son zamanlarda maç izleme zevkini unutmuşken gerçekten araya sıkışmış güzel bir maç oldu.

Trabzonspor maçı 2-1 kazandı ve puanını Beşiktaş ile eşitledi.Maçı da hak etti bence.Daha baskılı,daha etkili oynayan taraftı.Burak'ın cömertçe harcadığı pozisyonlar olmasa farka bile gidebilirdi.

Beşiktaşta ise düşüş devam ediyor.Oynadıkları futbol ne taraftarları ne de izleyenleri memnun ediyor.Yıldızlar birbirinden kopuk.Özellikle Q7'nin formsuzluğu takımı çok etkiliyor.Üstelik Beşiktaş Uefa Avrupa Liginde Perşembe günü Atletico Madrid ile zor bir maça çıkacak.Tabi orası Avrupa Ligi ama Beşiktaş bu oyunu ile turu geçmesi zor gözüküyor.

Son olarak Trabzonspor'u tebrik ediyor ve Beşiktaş'a Uefa'da başarılar diliyorum.

3 Mart 2012 Cumartesi

Li10el Maradona'nın Yolunda...


Lionel Messi..Taraflı tarafsız herkesin futboluna saygı duyduğu,top onun ayağında iken herkesin "acaba yine ne yapacak?" diye baktığı adam.Şüphesiz Barcelona'yı bu noktalara getirenlerin başında geliyor.

Ancak yıllardır eleştirilen konu ise onun milli takımdaki başarısı.O Maradona'nın velihatı olarak görülüyor.Ancak milli takımda yaptıkları veya yapamadıkları Arjantinlileri üzen diğer bir konu.Barcelona için yaptıklarına bakılınca gerçekten Arjantinliler haklı.

Ancak İsviçre ile oynanan son hazırlık karşılaşmasında 3 gol birden atan Messi ondan beklenenleri karşılamaya doğru koşuyor.Eğer o hazırlık maçında oynadığı gibi Dünya Kupalarında da oynarsa belki Maradona'nın yerini dolduracak diyemeyiz ama onun yolunda gittiği aşikar.Üstelik son hazırlık karşılaşmasında gösterdiği performans ile "sadece Barcelona'da oynuyor" "arkasında Xavi,İniesta olmadan o bir hiç " diyenlere de cevabını sahada göstermiş Leo.

İşte buyrun Messi'nin hat-trick yaptığı karşılaşmanın golleri.


26 Şubat 2012 Pazar

Elmander Attı Şampiyonluk Geldi !

Öncelikle neden böyle bir başlık yazdığımı daha net anlatmak için :




Evet maçın spikeri sevdiğimiz biri "Ercan Taner" o gün o golden sonra efsane olacak,yıllarca konuşulacak sözü söylüyor : "Sergen attı şampiyonluk geldi."

Bende Galatasaray-Beşiktaş derbisi için Elmander'in son dakikada attığı gol için Ercan abimizden esinlenerek böyle bir başlık atmak istedim.

Aslında bu başlık çok şey ifade ediyor.Ligin kırılma anıydı belkide bu maç.Belkide bu gol sezon sonu şampiyonluğu getirecek gol.Dakika 90+2 galip gelirseniz en yakın takipçinize 9 diğerine 14 puan fark atıcaksınız.Ve 90+2 ' de geliyor o gol.Size büyük bir avantaj yakalatıyor.


Evet maça gelecek olursak.Gerçekten bir galatasaraylı olarak son zamanlarda izlediğim en keyifli maçlardan biriydi.Hak ettiğimiz maçı kaybetme noktasına gelmiş olsak ta...

Bütün olumsuzluklar bize karşı geliyodu adeta.Beşiktaşlı oyuncu pas veriyor,bizim oyuncuya çarpıp Quaresma'nın önünde kalıyor o da orta açıyor ve Semih kendi kalesine atıyor.O dakikadan sonra mücadele sadece maçı kazanmak değil,Semih'i kazanmak içindi adeta.

Ve kırılma anı....Quaresma şık bir orta açıyor arka direkte bomboş Almeida topu kafa ile dışarı atıyor.
Ahlar vahlar içinde geçiyor pozisyon.Ve belkide sonu tahmin edilemeyecek şekilde gerçekleşiyor Galatasaray'ın atağı....

Riera'nın ara pasında Selçuk topu alıyor Cenk kalesinden açılmış.Cenk önde arkada Baros,Elmander ve 2 Beşiktaşlı oyuncu...Selçuk ortayı açıyor ve gol... Evet goool.Elmander atıyor.

"Elmander atıyor Şampiyonluk geliyor......."



18 Şubat 2012 Cumartesi

Play OFF,Heyecan OFF!



Sezonun başında çalkantılı ve karışık bir şekilde lige girdik.Kimse ne olacağını,nasıl gelişeceğini tahmin bile edemiyordu.Şu an ligin altı ve üstü tabiri caiz ise cadı kazanı.Ama gel gelelimki play-off denen bir saçmalık var önümüzde ve o yüzden şuan ligi neredeyse kimse ciddiye almıyor.34 haftalık emek bence boşuna.Sen git rakibinle 10-14 puan gibi fark aç normal koşullarda şampiyonluğa koş ama play-off denen saçmalık ile rakibinin sadece 5-7 puan önüne geç.

Birde play-off'da takımın kilit oyuncusu diye adlandırdığımız oyuncun,oyuncuların sakat,cezalı duruma düşsün ve maçları kaybet.O kadar puan açtığın rakibin şampiyon olsun.Bunların hepsi yaşanabilecek senaryolar.Ve bu saçmalık tamamen insanların emeklerine ciddi şekilde saygısızlık.

Hadi insanların emeğine saygısızlık ediyorsun,yetmiyormuş gibi bir de maçları sık sık yapıp verilen emeği arttırıyorsun.Sanki oyuncuları zorlamak için her yol deneniyormuş gibi.

Birde bu sürecin taraftar,seyirci kısmı var.Tribünler büyük maçlar haricinde dolmuyor peki neden?Tabikide yine play-off'dan.Çünkü çoğu insanın vakti ve imkanı az.İnsanlar bu nedenle normal bir lig maçına bilet almaktansa play-off'larda ki maçlara bilet almayı tercih edecek gibi gözüküyor.Ligin son haftalarına heyecanla girecekken şimdi ise ilk haftanın heyecanı gibi gireceğiz.

Tek temennimiz bu saçmalığın bir sonraki sezon ligden kaldırılması ve 1 sene bile olsa özlediğimiz sistemi,mantaliteyi,heyecanı geri yakalamamız.

2 Ocak 2012 Pazartesi

Bizde isteriz "Shaqiri"

İsveç asıllı genç yetenek Shaqiri....


Galatasarayımızın peşinde olduğunu duyduğumuz oyunculardan biri Xherdan Shaqiri.Fc Basel'de forma giyiyor ve henüz 20 yaşında.Süratli bir kanat oyuncusu.


Hazır transfer listesindeyken bende takip etmek istedim genç yeteneği.Top sürüş tarzını nedense Messi'ye benzettim.Top sürmede üstün bir yeteneği olduğu gözle görülebiliyor ve yaşı da henüz genç üstüne çok şey katabilir.


Gollerinin çoğunu ceza sahası dışından atmış Shaqiri.Topa vuruş tarzı da Stoch'u anımsattı bana :)


Topa yerden çok sert vurabiliyor.Bence ilerde ünlü bir futbolcu olursa bu özelliğiyle anılır.İstediği yere,çok sert bir şekilde vurabiliyor topa.Birde yanında ona pas yapan birisi olduğunu düşünün,tadından yenmez vallahi.


Ben bu oyuncuda gelecek görebildim.Piyasa değeri 12.500.000   (31.000.000 TL) yaklaşık olarak.Ama bu rakamlar medyada uçuk bir şekilde dolaşıyor.Oyuncuya da güzel bir para verdiğinizde 10.000.000  'ya olur bence bu iş.Vereceğiniz parayı da sonuna kadar hak eden bir oyuncu aynı zamanda.Bu arada Dinamo Kiev'de bu oyuncunun peşindeymiş.Yaklaşık 26.000.000TL teklif etmiş.Galatasaray biraz bastırsa rahatlıkla alır bu oyuncuyu.Çokta iyi olur koyarsınız kanada aksın gitsin.Sonra geleceğin Hagi'si olsun.... 


Buda videosu :